kur’an’ın peygamber (s.a.a)in zamanında bİr araya toplandığını gösteren Dİğer delİlleer
GURURUM5 :: DİNİ BÖLÜM :: KUR'ANI- KERİM
1 sayfadaki 1 sayfası
kur’an’ın peygamber (s.a.a)in zamanında bİr araya toplandığını gösteren Dİğer delİlleer
Kur’an-ı Kerim’in Resulullah (s.a.a)’in hayatında toplandığını ortaya koyan delillerin önemlilerinden bir kısmını burada açıklamaya çalışacağız:
1- Hikmet ve Maslahatı Gözetmek:
Kur’an’ın, Peygamber (s.a.a)in ümmeti için bir delil olduğu, onun davetinin esasını oluşturduğu ve Allah Teala tarafından nazil olan farizaların bulunduğu bir kitap olduğu gerçeğini göz önüne aldığımızda, Resulullah (s.a.a), eğer Kur’an’ın toplanmasına önem vermeyip ayetleri düzenlemeden bıraksaydı, okunmasını emretmeseydi ve arapların kıraatlarından caiz olanını caiz olmayan kıraatlardan ayırmasaydı, şüphesiz bu iş hikmet ve maslahata ters düşerdi.
Belhi ve Seyyid b. Tavus’un dediği gibi bu musamahayı normal bir müslümanın yapması düşünülemezken, Resulullah (s.a.a)in yaptığını söylemek nasıl düşünülebilir.[56]
İmam Şerefuddin şöyle diyor: “Peygamber (s.a.a)’i Hatem-ul Enbiya olarak tanıyan ve onu Allah ve Kur’an’a önem verme hususuna Allah’ın kullarına en büyük öğütçü olduğunu onun ümmetinin geleceğini düşünüp, uzak görüşlü olduğunu ve hikmetin doruğunda bilen herkes Resulullah (s.a.a)ın Kur’an’ı dağınık ve birbirinden ayrı olarak bırakıp gitmesinin imkansız olacağını itiraf edecektir.”[57]
2- Tarihî Gerçek
Ressulullah (s.a.a)in vahyi yazan katiplerinin olduğunda hiç kimse şüphe edemez. Resulullah (s.a.a), o katipleri sırf bu iş için tutmuştu. Tarihçiler bu katiplerin adlarını yazmış, bazıları onların sayısının 42’ye ulaştığını söylemişlerdir.[58]
Tarih kitaplarının dışında bir çok hadisde bu gerçeği açıklamıştır. Allah Teala’nın buyurduğu “Allah’tan gönderilmiş -bir elçi- (ki) tertemiz sahifeleri okumaktadır.” (Beyyine/2) ayeti de Kur’an’ın sahifeler üzerinde bir araya toplandığına değinmektedir. O hadislerden bazılarını aşağıda nakledeceğiz:
Zeyd b. Sabit’ten şöyle naklediliyor: “Ben Resulullah (s.a.a)e gelen vahiyleri yazardım. O vahyi ağır şartlar altında alırdı ... Sonra ben (yazmak için) bir şey getirirdim. Peygamber söyler ben de yazardım ... (Vahyi) yazdıktan sonra Peygamber “oku” diye buyururdu. Eğer bir yanlışlık olsaydı onu kendileri düzeltir, sonra da halka verirlerdi.”[59]
Bu hadis, Kur’an ayetlerinin yazılışını bizzat Peygamber (s.a.a)in kendisi yakından takib edip kontrol altında tuttuğunu ve onlarda yapılan yanlışlıkları düzelttiğini ortaya koymaktadır.
Peygamber (s.a.a), ne zaman vahy nazil olsa Zeyd veya bir başkasını çağırır, onu yazmasını emrederdi.”[60]
Buerra, Peygamber-i Ekrem (s.a.a)in kendisine şöyle buyurduğunu nakleder: “Zeydi çağırın yazım araç gereçleriyle beraber yanıma gelsin. Zeyd geldi ve Peygamber (s.a.a) ona buyurdu ki: Yaz şunu “Mü’minlerden özrü olmaksızın oturanlar ile, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler eşit değildir.” (Nisa/95)[61]
Hatta bir çok hadise göre: “Cebrail (a.s) daima bunu (ayet ya da sureyi) falan yere koyun derdi.”[62]
İbn-i Abbas şöyle diyor: “Resulullah (s.a.a)e vahy inince onu yazması için birini çağırırdı. Sonra da; “Bu ayeti falan sureye yerleştirin, çünkü filan konu orada zikrolunmuştur” diye buyururdu.”[63]
Buna benzer bir hadis de Osman b. Affan’dan nakledilmiştir.[64]
Bu meseleye delil teşkil edecek diğer bir hadis Osman b. Ebi-l As’ın hadisidir.[65]
Yine İbn-i Abbas ve Süddî gelen başka bir hadis de bunu tasdik etmektedir.[66]
1- Hikmet ve Maslahatı Gözetmek:
Kur’an’ın, Peygamber (s.a.a)in ümmeti için bir delil olduğu, onun davetinin esasını oluşturduğu ve Allah Teala tarafından nazil olan farizaların bulunduğu bir kitap olduğu gerçeğini göz önüne aldığımızda, Resulullah (s.a.a), eğer Kur’an’ın toplanmasına önem vermeyip ayetleri düzenlemeden bıraksaydı, okunmasını emretmeseydi ve arapların kıraatlarından caiz olanını caiz olmayan kıraatlardan ayırmasaydı, şüphesiz bu iş hikmet ve maslahata ters düşerdi.
Belhi ve Seyyid b. Tavus’un dediği gibi bu musamahayı normal bir müslümanın yapması düşünülemezken, Resulullah (s.a.a)in yaptığını söylemek nasıl düşünülebilir.[56]
İmam Şerefuddin şöyle diyor: “Peygamber (s.a.a)’i Hatem-ul Enbiya olarak tanıyan ve onu Allah ve Kur’an’a önem verme hususuna Allah’ın kullarına en büyük öğütçü olduğunu onun ümmetinin geleceğini düşünüp, uzak görüşlü olduğunu ve hikmetin doruğunda bilen herkes Resulullah (s.a.a)ın Kur’an’ı dağınık ve birbirinden ayrı olarak bırakıp gitmesinin imkansız olacağını itiraf edecektir.”[57]
2- Tarihî Gerçek
Ressulullah (s.a.a)in vahyi yazan katiplerinin olduğunda hiç kimse şüphe edemez. Resulullah (s.a.a), o katipleri sırf bu iş için tutmuştu. Tarihçiler bu katiplerin adlarını yazmış, bazıları onların sayısının 42’ye ulaştığını söylemişlerdir.[58]
Tarih kitaplarının dışında bir çok hadisde bu gerçeği açıklamıştır. Allah Teala’nın buyurduğu “Allah’tan gönderilmiş -bir elçi- (ki) tertemiz sahifeleri okumaktadır.” (Beyyine/2) ayeti de Kur’an’ın sahifeler üzerinde bir araya toplandığına değinmektedir. O hadislerden bazılarını aşağıda nakledeceğiz:
Zeyd b. Sabit’ten şöyle naklediliyor: “Ben Resulullah (s.a.a)e gelen vahiyleri yazardım. O vahyi ağır şartlar altında alırdı ... Sonra ben (yazmak için) bir şey getirirdim. Peygamber söyler ben de yazardım ... (Vahyi) yazdıktan sonra Peygamber “oku” diye buyururdu. Eğer bir yanlışlık olsaydı onu kendileri düzeltir, sonra da halka verirlerdi.”[59]
Bu hadis, Kur’an ayetlerinin yazılışını bizzat Peygamber (s.a.a)in kendisi yakından takib edip kontrol altında tuttuğunu ve onlarda yapılan yanlışlıkları düzelttiğini ortaya koymaktadır.
Peygamber (s.a.a), ne zaman vahy nazil olsa Zeyd veya bir başkasını çağırır, onu yazmasını emrederdi.”[60]
Buerra, Peygamber-i Ekrem (s.a.a)in kendisine şöyle buyurduğunu nakleder: “Zeydi çağırın yazım araç gereçleriyle beraber yanıma gelsin. Zeyd geldi ve Peygamber (s.a.a) ona buyurdu ki: Yaz şunu “Mü’minlerden özrü olmaksızın oturanlar ile, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler eşit değildir.” (Nisa/95)[61]
Hatta bir çok hadise göre: “Cebrail (a.s) daima bunu (ayet ya da sureyi) falan yere koyun derdi.”[62]
İbn-i Abbas şöyle diyor: “Resulullah (s.a.a)e vahy inince onu yazması için birini çağırırdı. Sonra da; “Bu ayeti falan sureye yerleştirin, çünkü filan konu orada zikrolunmuştur” diye buyururdu.”[63]
Buna benzer bir hadis de Osman b. Affan’dan nakledilmiştir.[64]
Bu meseleye delil teşkil edecek diğer bir hadis Osman b. Ebi-l As’ın hadisidir.[65]
Yine İbn-i Abbas ve Süddî gelen başka bir hadis de bunu tasdik etmektedir.[66]
volkan-
Mesaj Sayısı : 434
Yaş : 29
Nerden : almanya/berlin/neukölln
İş/Hobiler : öğrenci
Lakap : volkan_arda
İsim : wulkaan
Eğitim : Lise
Ruh Halim :
Dikkat : <marquee><font color="red"><strong>Dikkat: GuRuRuM5 FoRuM BaĞıMLILIK YaPaBiLiR...!! </strong></font> </marquee>
İfadeniz :
Uyarı Çubuğu :
Takım :
Kayıt tarihi : 14/12/08
GURURUM5 :: DİNİ BÖLÜM :: KUR'ANI- KERİM
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz