GURURUM5
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ORHAN KEMAL CEMİLE

2 sayfadaki 2 sayfası Önceki  1, 2

Aşağa gitmek

ORHAN KEMAL CEMİLE - Sayfa 2 Empty devam

Mesaj tarafından volkan Paz Ocak 11, 2009 1:47 pm

Her şeyi bir çırpıda anlattı. İzzet usta sarsıldı. Demek
Deveci bu karardaydı? Camgöz'ü dilediği gibi kullanabilmek
için Silo'nun şu sıra boş kahvesini kiralamayı
bile göze almıştı ha?
- Cemile'yi bunun için mi göreceksin?
- Evet. Yuva yıkanın yuvası yıkılır. Vebal altında
kalamam ben kardeş.
İzzet usta şöyle bir düşündü: Kızın elinde ne vardı ki?
Bütün iş Necati'de bitecekti. En doğrusu, meseleyi Necati'ye
açmak, kızı bu yakınlarda çıkması mümkün felaketten kurtarmaktı.
- Cemile'ye bundan bahsetme, dedi.
- Niye?
Anlattı, uzun uzun anlattı. Karakız'ın aklı yatmıştı.
- Öyleyse gitmeyim?
- Git, git ama, bu meseleden bahsetme.
- Peki.
Ayrıldılar. Karakız işçi mahallelerine giden uzun toprak
yolu hızla geçti. Köşeler döndü. Cemile'lerin avlusundan
içeri girdiği zaman genç kız, Musa'ların merdiveni
başında, kanlı elleriyle avlu halkına müjde veriyordu:
- Gözümüz aydın!
Avlu halkı hemen bir ağızdan sordu:
- Nesi oldu?
- Oğlu, oğlu!
Merdiveni koşarak indi. Avlunun bir kenarındaki paslı
tulumbaya giderken Karakız'la karşılaştı. Kaşları hemen
çatıldı.
Karakız:
- Ellerin niye kanlı, Cemile? diye sordu.
Cemile cevap vermedi.
Çopur güldü:
- Cemile doğurttu, dedi. Ebe oldu artık o!
- Essahdan mı?
- Hiçbirimiz cesaret edemedik bacım.
- Ebe yok muydu?
- Vardı ama, doğuma gitmişti.
Karakız heyecanla mırıldandı:
- Aşkolsun, aşkolsun vallaha!
Cemile ellerinln kanını yıkamıştı. Yüzüne düşen bir
tutam saçı başının sinirli hareketleriyle geriye atıyor, ama
saç inat ediyordu.
Az evvel tek başına doğurttuğu kadının, ev sahibi
Musa'nın karısının yanına gitmek üzere merdivene hızla
yürüdü.
XXVİ
Fabrikanın İstanbul ve İzmir'den işçi getireceği haberi
mahallede bomba gibi patladı. Olur muydu? Olabilir
miydi, olsa bile öyle büyük şehirlerin kibar işçileri
bu kadarcık ücretle çalışabilir miydi?
İşlerinden atılanlarınsa ağızlarını bıçak açmıyor, yüzlerinden
düşen bin parça oluyordu. Başta Camgöz'ün dayısı
dokuma ustası olmak üzere, iplikhane ustası, usta
muavinleri, düzenciler, velhasıl italyan mühendise karşı
koydukları için işlerinden atılanların tümünün ayakları
suya değmiş, tekrardan işe alınmak gibi hafif de olsa bir
ümit besliyenlerin son ümitleri de kırılmıştı.
Ustalarla usta muavinlerini Kadir Ağa zaman zaman
üç, beş kollamıştı ama, bununla iş bitmemişti. Hepsi evli,
çoluk çocuk sahibiydiler. Ağa'nın sadakaya benzeyen
kollamasıyla geçinememişlerdi. Bundan sonraysa üç, beşe
de hasret kalacaklar, kara, korkunç bir sefalet başlayacaktı.
Bir gün dokuma ustasının Na..... mi, Kayseri mi ne,
bir yerdeki fabrikalardan birine ustalık bulup savuştuğu
işitildi. Avurtları çökük, gözleri yuvalarına gömülmüş aç
insanlara kuvvetli bir yumruk oldu bu.
- Yaa, dendi; demek böyle?
Böyleyli, malesef böyleydi.
- Demek atıldık?
- Hem de it enikleri gibi!
Kırış kırış yüzler canlanmış, yuvalarına gömülü gözler
ateş saçmaya başlamıştı.
Kalın kemikli, iri yarı bir işçi; yanardağ gibi gürledi:
- Aldatıldık arkadaşlar!
İçten, taa içten kopup gelen inancın feryadı cevapladı:
- Aldatıldık!
- Bunu keselerine koyacak mıyız?
- Kimin?
- Bizi aldatanların!
Hınçlı sesler gittikçe artan bir kinle sağdan, soldan
cevaplamaya başladı:
- Koymıyacağız!
- Koymıyalım!
- Nasıl koruz? Öldük be!
- Öldük ki öldük.
Bir kenardan itidalli bir ses sordu:
- Ne yapmak niyetindesiniz?
İzzet ustaydı. Bütün gözler ona döndü. O, sapsarı yüzüyle
dimdikti. Sorusuna cevap alamayınca, tekrarladı:
- Ha? Ne yapmak niyetindesiniz?
Kalın kemikli sert işçi cevapladı:
- Ekmeğimizi elimizden alıp bizi süründürenlerin evlerini
başlarına yıkacağız!
- Kim bunlar?
- Dokuma ustası, muavini, iplik ustası, düzenciler...
Kupkuru bir ses:
- Camgöz, dedi. Camgöz'ü unutmayalım!
Camgöz sözü son damla oldu. Dayısı basıp gittiyse
o vardı. Hem de sefaletleriyle alay edercesine işini yoluna
koymuş, kahve açmıştı.
Deminki ses tekrar konuştu:
- Bizi kahvesine sokmuyor, çay içmeyeni kahveden
it kovar gibi kovuyor. Ne suçumuz vardı? Çalışıp gidiyorduk.
Bizi kışkırttı. Şimdi de...
Bir başkası:
- Kahveyi nasıl açtı? dedi. Parayı kimden buldu?
- Dayısı vermiştir!
- Dayısı ha?
Kalın kemikli işçi oturmakta olduğu tahta sandıktan
ayağa fırladı:
- Uzun lafın kısası... Kahvesini başına yıkalım, var
mısınız?
Gök gürültüsünü andıran korkunç bir ses kalabalığı
İzzet ustayı filan silip geçti. Günlerden beri işsiz, sinirleri
gergin, gözleri yuvalarına çökmüş aç insanları zaptedilemeyen
bir öfke kasırgası halinde kalın kemikli işçinin peşine düştüler.
Cadde çabucak geçildi. Gittikçe büyüyen bir insan
seli yan yatmış. bağdaş kurmuş, diz çökmüş ahşap evlerin
aralarındaki eğri sokakları zorlayarak akıyor, akıyordu.
Ortalığa bir homurtu hakimdi: Çok değil, bir hafta sonra
yabancı işçiler gelecek, fabrikanın İşçi eksikliğini
fazlasıyla tamamlayacaktı. Ondan sonra ne olacaktı?
İzzet usta gerilerde kalmıştı:
- Evet ama, Camgöz'ün kahvesini parçalamakla ellerine
ne geçecek? diye soruyordu. Çare bu mu? Kurtuluş bu mu?
Aklı başında ihtiyar bir işçi:
- Haklısın, dedi. Çare bu değil, kurtuluş bu olamaz
amma...
Kalabalık silindir gibi geçip kaybolmuştu.
Tam Camgöz'ün kahvesi önünde insan seli bir an
durakladı. Ne yapacaklarını gayet iyi bilmekle beraber,
o an şaşırmışlardı. Hiç kimse peşin davranmak istemiyordu.
Camgöz, gazoz bilyalarını hatırlatan duru yeşil gözleriyle
kapıya fırladı. Birşeyler sezer gibi olmuştu. Renkten
renge giriyor, kalabalığın baskısı altında eziliyordu.
- Buyrun, dedi. Ne var? Ne istiyorsunuz?
Dili dolaşıyordu.
Kalın kemikli, sert bakışlı işçi kalabalıktan ayrılıp karşısına
dikildi:
- Fabrika işçi getirtiyormuş, doğru mu?
Camgöz mahvolmuşcasına bakıyor, konuşamıyordu.
- Doğru mu ulan?
- Bilmiyorum.
- Nasıl bilmezsin?
- Bilmiyorum.
- Dayın nerede?
Bildiği halde:
volkan
volkan
MODARATÖR
MODARATÖR

Erkek
Mesaj Sayısı : 434
Yaş : 29
Nerden : almanya/berlin/neukölln
İş/Hobiler : öğrenci
Lakap : volkan_arda
İsim : wulkaan
Eğitim : Lise
Ruh Halim : ORHAN KEMAL CEMİLE - Sayfa 2 Neseli10
Dikkat : <marquee><font color="red"><strong>Dikkat: GuRuRuM5 FoRuM BaĞıMLILIK YaPaBiLiR...!! Smile</strong></font> </marquee>
İfadeniz : ORHAN KEMAL CEMİLE - Sayfa 2 Mir16
Uyarı Çubuğu :
ORHAN KEMAL CEMİLE - Sayfa 2 Left_bar_bleue0 / 1000 / 100ORHAN KEMAL CEMİLE - Sayfa 2 Right_bar_bleue

Takım : ORHAN KEMAL CEMİLE - Sayfa 2 Fenerb10
Kayıt tarihi : 14/12/08

http://www.sevgilipeygamberimhzmuhammed.tr.gg

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ORHAN KEMAL CEMİLE - Sayfa 2 Empty devam

Mesaj tarafından volkan Paz Ocak 11, 2009 1:48 pm

Bilmiyorum, dedi.
- Bilmiyorsun ha? Bizi kışkırtıp işimizden etmeyi
bildin, bildiniz ama?
Camgöz dehşet içindeydi. Sağa baktı, sola baktı. Sonra
ani bir kararla geri sıçrayıp kahveye daldı, arka pencereden
deli gibi atladı, su dolu hendeklere bata çıka kaçmaya başladı.
Kalabalık marş marş emrini almış, kahveye korkunç
bir silindir gibi dalmıştı. Cam, çerçeve. masa, sandalye,
fincan, tabak, semaver ne bulduysa ezdi, ezdi.
Herşey bir anda olup bitmiş, semt karakolundan polis
ekipleri gelinceye kadar çekilinmiş, hatta rahatlanmıştı.
Yalınayaklı çocuklar, ani darbeden pek de haberi olmayan
şiş karınlı kadınlar, buruş buruş ihtiyarlar hayretten
büyümüş gözleriyle şaşkın, bakıyorlardı.
Bu sırada kerusa denen çift atlı fayton köşeden çıktı.
Ağır ağır geldi. Kalabalığa takılıp durdu. Peşin Necati
atladı yere, sonra Cemile. Hiç birşeyden haberleri yoktu.
Yanlarına sokulan İzzet ustadan ne olduğunu sordular. İzzet
usta bir çırpıda herşeyi anlattı.
Cemile öyle heyecanlanmıştı ki:
- Yazık, dedi, yazık olmuş!
Sonra hep beraber arabaya bindiler. Araba işçi mahallesinin
çamurlu, tenha sokaklarından geçti, ana caddeye çıktı.
İzzet usta, Necati'ye sordu:
- Haminnen nihayet razı oldu demek?
- Oldu..
Cemile'ye döndü:
- Baban? Baban ne alemde ya?
Cemile'nin gözlerinden yuvarlanan damlalar birbirini
kovalıyordu.
- Ha?
- Bilmiyorum.
İhtiyar Malik oda kapısını arkadan sürgülemiş, pencere
önünde sessiz sessiz ağlıyor, mahallenin sırtını döndüğü
kocaman göl ise, ikindi güneşinin ölgün sarısı altında
kocaman bir denizi hatırlatarak hafif hafif dalgalanıyordu.
SON
volkan
volkan
MODARATÖR
MODARATÖR

Erkek
Mesaj Sayısı : 434
Yaş : 29
Nerden : almanya/berlin/neukölln
İş/Hobiler : öğrenci
Lakap : volkan_arda
İsim : wulkaan
Eğitim : Lise
Ruh Halim : ORHAN KEMAL CEMİLE - Sayfa 2 Neseli10
Dikkat : <marquee><font color="red"><strong>Dikkat: GuRuRuM5 FoRuM BaĞıMLILIK YaPaBiLiR...!! Smile</strong></font> </marquee>
İfadeniz : ORHAN KEMAL CEMİLE - Sayfa 2 Mir16
Uyarı Çubuğu :
ORHAN KEMAL CEMİLE - Sayfa 2 Left_bar_bleue0 / 1000 / 100ORHAN KEMAL CEMİLE - Sayfa 2 Right_bar_bleue

Takım : ORHAN KEMAL CEMİLE - Sayfa 2 Fenerb10
Kayıt tarihi : 14/12/08

http://www.sevgilipeygamberimhzmuhammed.tr.gg

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

2 sayfadaki 2 sayfası Önceki  1, 2

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz